31 Aralık 2012 Pazartesi


ARICI ZİYARETLERİ VE OKSALİT ASİT UYGULAMASI

 

 Arıcı Arkadaşlarla Amasra Hatırası

                                 
                                        Ahmet HAVABİLEN Arılığı Güzelcehisar/BARTIN 


Ahmet HAVABİLEN Arılığı Güzelcehisar/BARTIN
                                                                           

Reşat ARSLAN Arılığı  Amasra /BARTIN


Recep KARGA Arılığı Devrek/ ZONGULDAK


Kaman Köyü / BARTIN 
  

                                                             Kaman Köyü / BARTIN                      


Zaybir Yönetim Kurulu Kabalak Mevkii Arılığımızda


Akpınar Köyü'ndeki Arılığımda Oksalit Asit Uygulaması


Kabalak Mevkiindeki Arılığımda Oksalit Asit Uygulaması




Uygulamanın Sonucu









10 Kasım 2012 Cumartesi


3. Uluslararası Muğla Arıcılık ve Çam Balı Kongresi  

Kongrenin Ardından


         Bu kongrede konuşmacılarla dinleyicilerin 24 saat aynı ortamda bulunması çok güzeldi. Sabahtan gecenin geç saatlerine kadar süren programlardan dolayı çok yorucu geçti. Arıcılıkta ülkemizin en önde gelen bilim insanları ile birebir sohbet etme imkanı bulduk. Bana ilk defa bir kongrede: “ Arıcılar bizim önümüze geçti.” dediler. Eğitim düzeyi yüksek, çok büyük bilgi birikimi olan sadece dinleyen değil sorgulayan dersini çok iyi çalışmış zeki öğrenciler gibi konulara hakim arıcılar topluluğu vardı.


        Sanal alemden tanıdığımız örnek arıcılığı olan arıcılık dergilerine eğitim yazıları yazan formik ve oksalit asit uygulamalarında arıcıların işlerini kolaylaştıran modern arıcılık ekipman buluşları yapan sayın Halil bilen- Mehmet Gençünal-Kenan Gişan la yaptığımız sohbet ve kendilerini yakından tanımak çok güzeldi.  



                 Arıcılar için iyi bir kongre oldu. Arıcıların bunları hakkettiğini düşünüyorum.








5 Ekim 2012 Cuma


TAKVİM GAZETESİNDE ÇIKAN HABERİMİZ (03.09.2012)




Gastrit ve reflü için 






                            TÜRKİYE'de kestane ağaçlarının yoğun olarak bulunduğu Zonguldak'ta üretim yapan arıcılar, bölgenin devlet tarafından 'bal ormanı' olarak ilan edilmesini istedi. Balın sağlık açısından birçok faydasının olduğunun tespit edildiğini söyleyen arıcılar, gastrit ve reflü gibi hastalıkların tedavisinde bölgede yoğun olarak üretilen
nın çok yararlı olduğunu belirtti. 

WWW.HABERURCU.COM sitesindeki haberimiz

Gastrit ve reflü için kestane balı tüketin...

Türkiye’de kestane ağaçlarının yoğun olarak bulunduğu Zonguldak'ta üretim yapan arıcılar, bölgenin devlet tarafından 'bal ormanı' olarak ilan edilmesini istedi. Balın sağlık açısından birçok faydasının olduğunun tespit edildiğini...
02 Ekim 2012 Salı 16:39

Türkiye’de kestane ağaçlarının yoğun olarak bulunduğu Zonguldak'ta üretim yapan arıcılar, bölgenin devlet tarafından 'bal ormanı' olarak ilan edilmesini istedi. Balın sağlık açısından birçok faydasının olduğunun tespit edildiğini söyleyen arıcılar gastrit ve reflü gibi hastalıkların tedavisinde bölgede yoğun olarak üretilen kestane balının çok yararlı olduğunu söyledi.

        Zonguldak’ta 2002 yılında Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK)'ndan emekli olduktan sonra arıcılığa başlayan ZonguldakArı Yetiştiriciliği Birliği (ZAYBİR) Yönetim Kurulu üyesi Hasan Kalpaklı, Çaycuma ilçesi Çömlekçi köyünde 100 kovan ile kestane balı üretimi yapıyor. Arıcılığın yeterince bilinmediğini ifade eden Kalpaklı, “1978 yılında askerde zatürre geçirdiğimde iyileşmem de balın çok büyük faydasını gördüm. Emekli olduktan sonra tamamen yöneldiğim arıcılık, hem hayatımı dolduruyor hem de çocuklarımın eğitiminde ek gelir sağlıyor. Ben bal üreticisiyim, üretmenin tadı kelimelerle anlatılmaz ancak yaşanır. Arıcılık baldan tatlıdır.” dedi.

        Bölge insanını ucuz bal yerine kestane balı tüketmeye çağıran Kalpaklı,Zonguldak’ın doğal bal ormanlarına sahip olduğunu ifade etti.

        Kalpaklı Karadeniz Teknik Üniversitesi'nin yaptığı son araştırmaya göre, Zonguldakkestane balının diğer kestane ballarından daha kaliteli olduğunun tespit edildiğini kaydetti.

        Bunda aşırı nemin etkili olduğunu dile getiren Kalpaklı, şunları söyledi: “KATÜ’nünZonguldak balı üzerine yaptığı araştırmaya göre, kestane balının antioksidanı çok yüksek, çiçek ballarına göre tüm değerleri yüzde 50 daha fazla. Bu da, gastrit ve reflü oluşumuna neden olan bakterileri önlüyor Zonguldak kestane ağaçlarının en yoğun olduğu ildir. Yöremizin aşırı nemli olması, kestane balı üzerinde olumlu rol olmaktadır. Bu da lezzetinde, kıvamında, en önemlisi de kalitesinde çok büyük özellikler sağlamaktadır.”

        "BAL TIBBİ MALLAR ARASINDA"

        Kestane balının Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nca tıbbi mallar arasına alındığına dikkat çeken Kalpaklı, "Kestane balı tıbbi mallar arasına girer. Kestane balının, faranjit, astım, kansızlık gibi hastalık durumunda iyileştirici olduğu herkes tarafından kabul edilmiş. Bakanlık da bunu tıbbi mal kategorisine almış. Yapılan son çalışmalarda da mide ülserine iyi geldiği, tıbben ispatlandı. Bal kesinlikle ilaç değildir. Sadece sağlık amacıyla alınan bir üründür. Bir balın rengi ne kadar koyu ise onun antioksidan değeri o kadar daha fazla ve insan vücuduna o kadar çok yararlı olduğu tıbben ispatlıdır.” şeklinde konuştu.

        "ZONGULDAK’TA BAL ORMANI KURULSUN"

        Köy sakinlerinden Ramazan Çalık ise Orman Genel Müdürlüğü’ne şu çağrıyı yaptı: “Şu anda 36 yerde bal ormanları kuruldu. Zonguldak doğal bal ormanı olduğu için kurulmasına gerek olmadığı söyleniyor. Zonguldak kestane ağacının Türkiye’de en yoğun bulunduğu ildir. Ihlamur ve akasya ağaçları ile birlikte buralar mükemmel nektar kaynağıdır. Zonguldak’ın her yöresi doğal olarak, bal ormanıdır. Ama bir taraftan kestane ağaçlarının yerlerine yenisinin dikilmesi ve takibinin yapılması için bal ormanı kapsamına alınması gerekmektedir.”

3 Ekim 2012 Çarşamba

WWW.HABERLER.COM   sitesindeki haberimiz

Gastrit ve Reflü İçin Kestane Balı Tüketin"

Türkiye'de kestane ağaçlarının yoğun olarak bulunduğu Zonguldak'ta üretim yapan arıcılar, bölgenin devlet tarafından 'bal ormanı' olarak ilan edilmesini istedi.

Türkiye'de kestane ağaçlarının yoğun olarak bulunduğu Zonguldak'ta üretim yapan arıcılar, bölgenin devlet tarafından 'bal ormanı' olarak ilan edilmesini istedi. Balın sağlık açısından birçok faydasının olduğunun tespit edildiğini söyleyen arıcılar gastrit ve reflü gibi hastalıkların tedavisinde bölgede yoğun olarak üretilen kestane balının çok yararlı olduğunu söyledi.
Zonguldak'ta 2002 yılında TürkiyeTaşkömürü Kurumu (TTK)'ndan emekli olduktan sonra arıcılığa başlayan Zonguldak Arı Yetiştiriciliği Birliği (ZAYBİR) Yönetim Kurulu üyesi Hasan Kalpaklı, Çaycuma ilçesiÇömlekçi köyünde 100 kovan ile kestane balı üretimi yapıyor. Arıcılığın yeterince bilinmediğini ifade eden Kalpaklı, "1978 yılında askerde zatürre geçirdiğimde iyileşmem de balın çok büyük faydasını gördüm. Emekli olduktan sonra tamamen yöneldiğim arıcılık, hem hayatımı dolduruyor hem de çocuklarımın eğitiminde ek gelir sağlıyor. Ben bal üreticisiyim, üretmenin tadı kelimelerle anlatılmaz ancak yaşanır. Arıcılık baldan tatlıdır." dedi.
Bölge insanını ucuz bal yerine kestane balı tüketmeye çağıran Kalpaklı, Zonguldak'ın doğal bal ormanlarına sahip olduğunu ifade etti.
Kalpaklı Karadeniz Teknik Üniversitesi'nin yaptığı son araştırmaya göre, Zonguldak kestane balının diğer kestane ballarından daha kaliteli olduğunun tespit edildiğini kaydetti.
Bunda aşırı nemin etkili olduğunu dile getiren Kalpaklı, şunları söyledi: "KATÜ'nün Zonguldak balı üzerine yaptığı araştırmaya göre, kestane balının antioksidanı çok yüksek, çiçek ballarına göre tüm değerleri yüzde 50 daha fazla. Bu da, gastrit ve reflü oluşumuna neden olan bakterileri önlüyor Zonguldak kestane ağaçlarının en yoğun olduğu ildir. Yöremizin aşırı nemli olması, kestane balı üzerinde olumlu rol olmaktadır. Bu da lezzetinde, kıvamında, en önemlisi de kalitesinde çok büyük özellikler sağlamaktadır."
"BAL TIBBİ MALLAR ARASINDA"
Kestane balının Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nca tıbbi mallar arasına alındığına dikkat çeken Kalpaklı, "Kestane balı tıbbi mallar arasına girer. Kestane balının, faranjit, astım, kansızlık gibi hastalık durumunda iyileştirici olduğu herkes tarafından kabul edilmiş. Bakanlık da bunu tıbbi mal kategorisine almış. Yapılan son çalışmalarda da mide ülserine iyi geldiği, tıbben ispatlandı. Bal kesinlikle ilaç değildir. Sadece sağlık amacıyla alınan bir üründür. Bir balın rengi ne kadar koyu ise onun antioksidan değeri o kadar daha fazla ve insan vücuduna o kadar çok yararlı olduğu tıbben ispatlıdır." şeklinde konuştu.
"Zonguldak'TA BAL ORMANI KURULSUN"
Köy sakinlerinden Ramazan Çalık ise Orman Genel Müdürlüğü'ne şu çağrıyı yaptı: "Şu anda 36 yerde bal ormanları kuruldu. Zonguldak doğal bal ormanı olduğu için kurulmasına gerek olmadığı söyleniyor.Zonguldak kestane ağacının Türkiye'de en yoğun bulunduğu ildir. Ihlamur ve akasya ağaçları ile birlikte buralar mükemmel nektar kaynağıdır. Zonguldak'ın her yöresi doğal olarak, bal ormanıdır. Ama bir taraftan kestane ağaçlarının yerlerine yenisinin dikilmesi ve takibinin yapılması için bal ormanı kapsamına alınması gerekmektedir."

WWW.SONDAKİKA.COM sitesindeki haberimiz


Zonguldak Bal üreticileri Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Kalpaklı, sahte balın sadece tahlille anlaşılabileceğini söyledi.

Zonguldak Bal üreticileri Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Kalpaklı, sahte balın sadece tahlille anlaşılabileceğini söyledi. 

Çaycuma ilçesi Filyos Beldesi'ne bağlı Derecikören Köyü'nde kestane balı üreticiliği yapan Hasan Kalpaklı, arılardan elde ettiği tonlarca balı satarak geçimini sağlıyor. Sahte bal konusunda uyarılarda bulunan Kalpaklı, kaliteli kestane balı almak isteyenlerin ayağına kadar geldiğini ifade etti. Son yıllarda iyi niyetli bal üreticileri gibi kötü niyetli bal üreticilerinin de teknolojinin imkanlarını kullandığını belirten Kalpaklı, son dönemlerde kaliteli balın sadece tahlillerle anlaşılabileceğini kaydetti. Önceden balın uzaması, yanmaması gibi özelliklerden iyi balın anlaşılabildiğini hatırlatan Kalpaklı, "İyi balın anlaşılması için eskiden geldiği gibi balın uzaması, yanmaması gibi birçok özellikler sayılıyor ama bu son dönemde ben bunlara katılmıyorum. Teknolojinin nimetlerinden sadece iyiler değil, kötü insanlarda faydalanıyor. Balın iyisi sadece tahlil yapılarak anlaşılır. Aksi takdirde hiç kimse kötü balı anlayamaz. Teknolojinin gelişmesi her şeye imkan veriyor. Mısır glikozu getiriliyor, bal esansı getiriliyor. Kısacası iyi balın anlaşılması mümkün olmuyor. Aslında iyi bal uzar. Ama bu da ölçü değildir. Bu da aldatıcı olabiliyor. Bunun için ben herkese, çevresinde tanıdığı bildiği ve güvendiği insanlardan bal almalarını öneriyoruz" diye konuştu. 

"AŞIRI NEM KALİTEYİ ARTTIRIYOR" 

Bölge insanına ucuz bal yerine kestane balı tüketmeye çağıran Kalpaklı, Zonguldak'ın doğal bal ormanlarına sahip olduğunu ifade etti. Kalpaklı Karadeniz Teknik Üniversitesi'nin yaptığı son araştırmaya göre, Zonguldak kestane balının diğer kestane ballardan daha kaliteli olduğunu vurguladı. Bölgedeki aşırı nemin Zonguldak kestane balını, diğer kestane ballarından daha kaliteli hale getirdiğini kaydeden Kalpaklı, "Karadeniz Teknik Üniversitesi'nin Zonguldak balı üzerine yaptığı araştırmaya göre, kestane balının antioksidanı çok yüksek, çiçek ballarına göre tüm değerleri yüzde 50 daha fazla. Bu da, gastrit ve reflü oluşumuna neden olan bakterileri önlüyor Zonguldak kestane ağaçlarının en yoğun olduğu ildir. Yöremizin aşırı nemli olması, kestane balı üzerinde olumlu rol olmaktadır. Bu da lezzetinde, kıvamında, en önemlisinde kalitesinde çok büyük özellikler sağlanmaktadır. Diğer kestane balları arasında Zonguldak'taki kestane balı daha kalitelidir. Bu da nem oranından kaynaklanıyor. İnsanlara zararlı ama kestaneye ve kestane balına, nektarına çok artı değer katıyor" dedi. 

"KESTANE BALI TIBBİ MALLAR ARASINDA" 

Kalpaklı, kestane balının Tarım Bakanlığı'nda tıbbi mallar arasında bulunduğuna dikkat çekti. Kalpaklı, kestane balının özelliklerini ise şöyle anlattı: 

"Kestane balı tıbbi mallar arasına girer. Kestane balı, faranjit, astım, kansızlık gibi hastalık durumunda iyileştirici olduğu herkes tarafından kabul edilmiş.Tarım Bakanlığı'nda tıbbi mal kategorisinde bulunuyor. Yapılan son çalışmalarda da mide ülserine iyi geldiği, tıbben ispatlandı. Bal kesinlikle ilaç değildir. Sadece sağlık amacıyla alınan bir üründür. Bir balın rengi ne kadar koyu ise onun antioksidan değeri o kadar daha fazla ve insan vücuduna o kadar çok yararlı olduğu tıbben ispatlıdır." 

"YÖRE, DOĞAL BAL ORMANIDIR" 

Kalpaklı, Zonguldak yöresinin kestane ağacı açısından Türkiye'nin en zengin ormanlarına sahip olduğunu da hatırlattı. Zonguldak yöresinde bal nektarı açısından ıhlamur ve akasya ağaçlarının da bol miktarda bulunduğunu ifade eden Kalpaklı, "Arıcılıkta ileri gelen ülkeler, genellikle kendilerini bal ormanlarına, arıcılar birliği bal ve nektar akımlarının bulunduğu bölgelere yönlendirirler. Türkiye'de Afyon'da kuruldu. Şuanda 36 yerde bal ormanları kuruldu. Zonguldak doğal bal ormanı olduğu için kurulmasına gerek olmadığı söyleniyor. Zonguldak kestane ağacının Türkiye'de en yoğun bulunduğu ildir. Ihlamur ve akasya ağaçları ile birlikte buralar mükemmel nektar kaynağıdır. Zonguldak'ın her yöresi doğal olarak, bal ormanıdır" diye konuştu. 

Filyos Belediye Başkanı Ömer Ünal ise, Zonguldak kestane balını Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu'nu da gönderdiklerini de ifade etti. Tek isteklerinin, doğal bal ormanlarının iyileştirilmesi ve geliştirilmesi olduğunu söyleyen Başkan Ünal, "Buraya kadar bu balı insanlar almaya geliyorlar. Bu balın özelliği var. Yöremiz, kestane ağaçlarının çok olduğu bir bölge. Türkiye'de Anzer balından sonra sıraya girebilecek bir bal. Sağlık yönünden insanların mutlaka kullanması gereken bir bal. Bizim istediğimiz ormanların korunması hatta biraz daha zenginleştirilmesidir. Bu bölgede de bal ormanları oluşur umuyoruz. Burada zaten doğal bal ormanı var. Bal yetiştiriciliği daha artar, insanlarımızın bütçesine de daha da katkı verir" dedi. - ZONGULDAK 

KAYNAK : http://www.sondakika.com/haber/haber-ureticilerinden-sahte-bal-uyarisi-3982997/

29 Ağustos 2012 Çarşamba

Arının Baharı

Geçen kış birçok yörede olduğu gibi benim çevremde de normalin üzerinde arı kayıpları olmuştur. Kışın uzun sürmesi, bakım hataları ve eksiklikleri, kişisel yapılan hastalık mücadeleleri ve hataları ile kovan içi rutubetin aşırı yüksek olması gibi sebepler sayabilirken en önemli neden benim bakış açıma göre ilkbahardaki önemin sonbaharda arılara gösterilmemesidir. Sonbaharda yapılan çalışmalar arılarımızı kışa hazırlamanın ve takip eden sezonda başarının anahtarıdır. İlkbaharda gösterdiğimiz ilginin iki katını sonbaharda göstermeliyiz. Arının baharı sonbahardır. Arıcı, arı ile beraber yürümeli. (sonbahar bakımını daha önceki yazımda genel çerçeve olarak açıklamıştım.

3 Ağustos 2012 Cuma

BAL HASADI

 




    Bu senenin kestane balı hasadını yaptık. Kızımın üniversite tercihleri için İstanbul ve Ankara ziyaretleri yapıp tercihleri oluşturduk. Sabit arıcılık yaptığımızdan hasattan sonra stresi almak için arılara kek verdik. Varroa ilacı yaptık ve ramazanda dinlenmeye çekildik. Aldığımız balın siparişleri karşılaması güzel. Tüm bal üreticilerine bol ürünler dileğiyle…

28 Haziran 2012 Perşembe

ZİYARET ETTİK VE EDİLDİK


 


    Arıcılıkla uğraşan beş arkadaş gezginci arıcılık yapan gerçek arıcı Sayın Harun Lermi hocamı Gerede yaylasında ziyaret ettik. Çevreye örnek olan, çevredeki arıcıların ufkunu açan hocamın keyfini çok iyi gördük. Bize yöre ve arıcılıkla ilgili bilgiler verdi. Bu arada aynı yörede bulunan Zonguldak‘ın usta arıcılarından Sayın Salih Zeki Er, Sayın İsmet Koşar ve Sayın Hasan Topal arkadaşları ziyaret ettik. Gezginci arıcıların geçtiğimiz senelere göre karamsar olduğunu fark ettim. Gerçekten zor şartlarda üretim yapıyorlar. İnşallah emeklerinin karşılığını alırlar.




   

   Kızımın öğretmenleri arılığımda ziyaretime geldiler. Yoğun bir sezon sonrası çok emekleri olan kızımla beraber teşekkür yemeği verdik. Eğitimden ve arıcılıkla ilgili konularda sohbet ettik. Emeklilerinde yapacağı uğraş olarak arıcılığı not ettiler. Ayaklarına sağlık. Bu arada anı defterimize de yazı yazarak bize onur verdiler. Bizi kırmayıp davetimize katıldıkları için kendilerine teşekkür ederiz.

26 Haziran 2012 Salı

ARICILIK ZOR ZANAAT

                           ÇILDIR GÖLÜ                                                                 ANİ HARABELERİ
                                                                            
      Kestane balının nektar akışının devam ettiği günlerde Ardahan’da öğretmenlik yapan oğlumu ziyaret ettim. Yatırımların geri dönmesi çok güzel. Kars’taki Ani Harabeleri’ni gezdirdi. Yol üzerindeki gezginci arıcılarla sohbet etme fırsatı bulduk. Yaylalarda çadır içerisinde tek başına zor şartlarda bal üretimi yapmak için uğraş veriyorlar. Ardahan’da Kafkas arı gen merkezine ziyaret ettik. Yetkililerden bilgi aldık. İlgilendiler, kendilerine teşekkür ederiz. Öğrendiklerim benim daha önce yazmış olduğum “Arı Irkları” başlıklı yazımda olduğu gibidir. Yüksek rakımlarda verimlidirler. Ardahan Arı Yetiştiriciler Birliği Başkanı Sayın İlhan Evliyaoğlu’nu  ziyaret ettik. Yönetim kuruluyla tanışma fırsatı bulduk, çok sıcak karşılandık. Çok güzel sohbet etme şansı yakaladık.


    Başkan Sayın İlhan Evliyaoğlu ve yönetim kuruluna bize gösterdiği ilgiden dolayı teşekkür eder çalışmalarında başarılar dilerim.
    Bu arada yöresel tatlardan mahrum kalmadık. Gezi bizde güzel izlenim bıraktı. Gezmek güzeldi.




27 Ocak 2012 Cuma

KARADENİZ’DE İKLİM

 
 

         Arıcılar kendi ana arılarını yetiştirmeli dedik ama ana arının yaşı ne olmalı, ana arıyı ne zaman değiştirmeliyiz ? Uzmanların önerisine göre ana arılar sıcak bölgelerde 1, soğuk bölgelerde 2 yaşında değiştirilmeli. Batı Karadeniz sıcak bölge mi, soğuk bölge mi bunu nasıl tespit edeceğiz? Yoksa ılıman iklim kabul edip 1,5 yılda mı ana arıyı değiştireceğiz? Yaklaşık 8 yıldır kayıt tutarım ve ana arıları 2 senede bir mutlaka değiştiririm. Çevredeki arıcı arkadaşlar her sene ana arıyı değiştirelim diyorlar. Kayıtlarımı inceledim, en fazla bal aldığım kovanların ana arılarının %45 i 2 yaşında, % 55 i 1 yaşında. Verimde çok büyük fark yokken, 1 yaşındaki ana arıların tümünün verimli olacağının garantisi yoksa, ana arı kabulündeki riski de göz önüne aldığımızda, ben ana arılarımı 2 senede bir değiştirmenin daha uygun olacağını düşünüyorum. Arıcılıktaki gelişmelerin ve zamanın neler getireceğini bilemeyiz. Düşüncelerimi paylaşmak istedim.