25 Ağustos 2009 Salı

BİZ ARICILAR HER ŞEYİ BİLİRİZ!

Arıcı arkadaşlara birliklere üye olun dediğimde bana ne verecek diyorlardı. Çünkü her şeyi biliyorlardı. Evet, arıcılar her şeyi bilirler! Gittiğimiz konferanslarda uzmanların her biri ayrı ayrı konularda bizleri bilgilendirirken biz de her şeyi biliriz. Dünyanın tanıdığı sayılı bilim adamlarından Prof. Dr. Muhsin DOĞAROĞLU "Kolonide bal verimini artırmak" üzere, Hacettepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Kadriye SORGUN "Arı ürünleri" üzerine, Uludağ Üniversitesi’nden İbrahim ÇAKMAK "Arı davranışı ve varroa mücadelesi" üzerine, İstanbul Üniversitesi’nden Hayrettin AKKAYA "Arı hastalıkları" üzerine , Ankara Üniversitesi’nden Doç. Dr. İrfan KANDEMİR "Arı biyolojisi" üzerine, 19 Mayıs Üniversitesi’nden Gülten BULUT "Ana arı üretimi" üzerine çalışırken biz arıcılar her şeyi biliriz!
     Her işin çırağı olan hiçbir işin ustası olamaz. Arıcılıkta mutlaka çıraklıktan ustalığa geçilmesi gerekir. Arıcı arkadaşlar biliyorum dediğiniz anda bitmişinizdir çünkü öğreneceğiniz hiçbir şey yok demektir. Gelişen teknolojiden her sektör faydalandığı gibi arıcılıkta da müthiş gelişmeler olmaktadır. Sakın ola ki arıcılıkta her şeyi biliyoruz demeyin hala öğreneceğimiz çok şey vardır.

21 Ağustos 2009 Cuma

ARILARDA SONBAHAR BAKIMI




     Gündemi takip ederek arıcı arkadaşlara yapılması gerekenler hakkında bildiğimiz kadar bilgilendirme yapmayı kendimize görev sayıyoruz. Bir önceki yazımız varroa mücadelesi idi. Zonguldak Arıcılar Birliğinin Bakacakkadı 100. Yıl Tesislerinde “Sonbahar- Kış Bakımı, Balda Kalıntı ve Dünyadaki varroa ilaçları” hakkında semineri vardı. Çevredeki birçok arıcı katıldı. Katılımın kalabalık olması çok sevindiriciydi. Geniş bilgi Selahattin başkanımızın sitesinde var. Çok saygı değer konuşmacılar arılığımı ziyaret ederek anı defterime yazdıkları güzel satırlarla beni onurlandırdılar. Ben Muhsin Hoca’mı birçok kez dinledim ve onun sistemini 2 seneden beri uyguluyorum ve sizlerle de paylaştım (Destek ve üretim kolonisi) . Her seminerden mutlaka bir bilgi edinsek mutlu oluyoruz. Benim buradan öğrendiğim erken sonbaharda teşvik şuruplamasını çok güzel yapmalıyız. Havaların iyi gittiği şu günlerde bol bol teşvik şuruplaması yapmalı, havalar soğumadan arının sırlamasını sağlamalıyız. Önümüzdeki zamanlarda arıların kışa hazırlanmasını daha detaylı anlatmak dileğiyle her şey gönlünüzce olsun.

19 Ağustos 2009 Çarşamba

KENDİNİZE ZAMAN AYIRIN





    Dünyaya geldiğimiz gün bir yandan yaşamaya bir yandan ölmeye başlarız. Arıcı arkadaşlar, yoğun bir sezondan sonra işlerin en aza indiği şu günlerde kendimize zaman ayırıp biraz da hayatı yaşamalıyız. Çünkü; unutmayın , öldüğünüz zaman yapılacak işler listeniz hala dolu olacaktır!. Ben bugün arıcılık hakkında devamlı fikir alışverişinde bulunduğum çok değerli arkadaşım Ekrem KÖSE ile Safranbolu ve Amasra’ yı gezdik. Fotoğrafları sizlerle paylaşmak istedik. Sizlerin bildiği birçoğunuzun gittiği bu beldeler çok güzel ! Hayatı seviyorsak zamanı boşa geçirmemeli, çünkü zaman hayatın ta kendisidir. Zaman suda sabun gibi eriyip gidiyor. Fırsatlardan faydalanıp kendimize zaman ayırmalıyız. Hayat bir bisiklete binmek gibidir; çevirmeye devam ettiğiniz sürece düşmezsiniz. Hayat yaşla değil yaşamakla anlaşılır.

18 Ağustos 2009 Salı

ARILIĞIMIZDA ZİYARETÇİLERİMİZ VARDI






     Arılığımız; yol kenarında, kestane ormanının yanında ulaşımı kolay olduğundan bizi tanıyan birçok insan bizleri ziyaret ediyor, arıcılık ve kestane balı hakkında onlarla sohbetler yapıyoruz. Çaycuma’da arıcılık yapıyoruz. Çaycuma’dan bu güne kadar birçok misafirimiz ziyaretimize gelip anı defterimize yazı yazmışlardır.
    Bugün arılığımıza sayın vekilimiz Polat TÜRKMEN , ilçe başkanımız Ahmet ÇOLAKOĞLU, İl genel meclisi üyesi Arif SEFERCİK ve Çaycuma , Filyos , Saltukova , Perşembe belediye başkanlarımız ile ilçe genel meclis üyelerimiz geldiler.Yaptığımız çalışmalara saygı duyup takdir etmeleri bizi onurlandırdı.Fakirhanemizde yeterince ağırlayamadık,inşallah kusura bakmazlar.Nazik ziyaretlerinden dolayı kendilerine teşekkür eder sağlık ve mutluluklar dilerim.

13 Ağustos 2009 Perşembe

VARROA MÜCADELESİ ZAMANI

   Varroa sonbahar mücadelesi bal hasadından sonra kovanlarda yumurtalı çıtaların en aza indiği bugünlerde yapılmalı. Birçok arıcı arkadaş daha erken, havalar sıcak sonra yaparız diyorlar. Bal hasadı bölgelere göre değişir. Bal akımının bitiminde nektar akışı kesildiğinde ana arı yumurtlamayı azaltır. Yumurtlamanın en aza indiği günlerde mücadele yapmak en idealdir. Bazı arıların kovanlarını terk edip gitmesinin nedeni varroadır.

    Hangi ilacı kullanmalıyız? Aynı ilacı 2 sene - 4 dönem kullanmamalıyız. Çünkü bağışıklık yaptığını uzmanlar ısrarla vurguluyorlar. İlacın ismine değil içeriğine bakmalı. Ayrı isimlerde aynı hammadde kullanılan ilaçlar var. İlkbaharda kullandığımız ilacın aynısını sonbaharda vermeyelim. İlaç verirken üzerindeki uyarılar, hava sıcaklığına uymalı ve her kovana aynı değil arı sayısı durumuna göre ilacı vermeliyiz.
     İlaç sonrası azar azar teşvik şuruplamasına geçilmeli ve ana arının yumurtlaması sağlanmalıdır. Çünkü kovana bahara taşıyacak olan içerisindeki arılar değil yeni yumurtalardan çıkacak genç işçi arılardır. Ne kadar çok işçi arılarla kışa girersek bahara çıkma şansımız o derece artacaktır.

11 Ağustos 2009 Salı

ANA ARILARINIZI DEĞİŞTİRİN

     Kışa girerken verimi ve kolonideki arı sayısı ne olursa olsun 2 yaşındaki tüm ana arılarınızı öldürün. Uzmanlar 2 yıldan 1.5 yıla ve 1 yıla indiler. Benim tuttuğum dosyada her kovanın kartı var ve bu kartlarda ana arının doğum tarihi kayıtlı. Yaptığım kontroller sonucunda ana arıda verim ve gelişme olmazsa yaşına bakmaksızın ana arıyı öldürürüm. Çevremdeki bir arıcı arkadaş 2 yaşındaki ana arıyı çok güzel, kıyamam diyerek kışa girerken öldürmedi. Ana arı o kışı çıkartamadı. O kış sonunda ana arıyı kaybettikten sonra ne kadar güzel olursa olsun mutlaka 2 sene sonunda ana arıyı değiştireceğim dedi. 2 sene sonunda ana arıyı yenileyelim ve kışa genç ana arı ile girelim.
    Ben yıllardır bu yöntemi uyguluyorum ve randıman alıyorum ve sizlere de tavsiye ediyorum. Arıcılıkta hepinize başarılar dilerim.

3 Ağustos 2009 Pazartesi

Suni Oğul Zamanı

     Gün dönümünden sonra çıkan oğuldan hayır gelmez demiş, atalarımız. Oğuldan bahsederken daha önceki bir yazımda bu sene hiç oğul almamıştım, demiştim. Haziranda takviye kolonilerinden yeterince suni oğul almamış veya koloni sayılarını yükseltmek isteyen arkadaşlar bal hasadından sonra kovanları bölerek suni oğul almak için tam zamanı. Yalnız unutulmaması gereken mutlaka hazır ana verilmeli.
      Kovan bölerken kıstas olarak yavrulu çıta sayısı alınmalı. Ben yılların tecrübesi olarak 8 çıta yavrulu arıyı bölerim. En az 6 çıta yavrulu çerçeve ve 10 çıta arı olursa bölmeye uygun olur. Arıyı bölerken imkanınız varsa mutlaka 5 km. uzağa getirin. Benim iki yerde arılığım var ve aralarında 5 km. fark var. Böldüğüm arıları diğer tarafa getiriyorum. imkanı olmayanlar mevcut kovana 25 cm. sağa veya sola alarak diğer kovanı yanına koymalı ve tarlacı arıların eşit şekilde iki kovana girmesi sağlanmalıdır. Mutlaka hazır ana arı verilmeli ve teşvik şuruplaması yapılarak kışa genç işçi arılarla girilmesi sağlamalı. Ne kadar çok genç işçi arılarla kışa girersek koloninin bahara çıkma şansı o kadar yüksek olacaktır.
Bir senelik uğraşın karşılığını almaya başladığımız bu günlerde tüm arıcı dostlar, her şeyin gönlünüzce olması dileğiyle...

1 Ağustos 2009 Cumartesi

En Değerli Bal : “ Kestane Balı”









      Kestane ağaçlarının bulunduğu ilk 10 il İzmir hariç Karadeniz Bölgesindedir. Zonguldak, Türkiye’de kestane ağaçlarının en yoğun olduğu ildir. Yöremizin aşırı nemli olması kestane balının üzerinde olumlu rol oynamaktadır,bu da lezzetinde,kıvamında ve en önemlisi kalitesinde çok büyük özellikler sağlamaktadır. Tıbbi ballar arasında kabul edilen kestane balı geç kristalize olur. Farenjit, astım, kansızlık durumlarında iyileştirici özelliği vardır. Çiçek balı ile Zonguldak’ta üretilen kestane balının kimyasal analiz sonucunda görülüyor ki kestane balı en kaliteli baldır.
       Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden Sayın Doç. Dr. Sevgi KOLAYLI ve ekibininin yaptığı çalışmada antioksidan aktivite iki değişik yönteme göre incelendi ve en yüksek polifenolik madde içeriğine ve buna paralel olarak antioksidan aktiviteye sahip balın kestane balı olduğunu tespit edildi.Kestane ballarının hem antioksidan hem de antimikrobiyal yönden yayla çiçek ballarından daha yüksek aktivite gösterdiği tespit edildi.Ayrıca yapılan çalışmalarda balın rengi ile toplam fenolik madde miktarları arasında pozitif bir ilişki olduğu tespit edildi.Kestane balı koyu renkli baldır.Kestane balında polifonik madde çiçek balına göre %50 fazla bulundu.Antioksidan kapasitesi çiçek ballarından %60 oranında yüksek bulundu.Kestane balının bakteri öldürücü etkisi olduğu tespit edildi.Helicodacter pylori(hp)bakterisine karşı çok etkilidir.Bu bakteri midede gastrit ve reflu oluşumuna neden olan bir bakteri olduğundan kestane balı tüketimi ile mide ülserinin oluşumu engellenebilecektir.